Bir zamanlar, Destan adında bir çocuk vardı. Destan 10 yaşındaydı ve bilgisayar oyunları tasarlamaya bayılıyordu. Onun için bilgisayar oyunları düşlemek, hayallerini gerçeğe dönüştürmek kadar eğlenceliydi. Bir gün, Destanın uyuyabilmesi için yattığı zaman bir masal dünyasına girdi. Bu dünyada, her şey mümkündü! Destan yanında yanmazlık zırhı ve sihirli bir klavyeyle dolu bir maceraya çıkmaya hazırdı.
Destan, masal dünyasında heyecanla yürümeye başladı ve etrafına baktı. Onu büyülü bir orman karşıladı. Ağaçlar dans ediyor, kuşlar şarkı söylüyor ve kelebekler tüm renkleriyle uçuşuyordu. Burada, Destan her oyununu gerçeğe dönüştürebilirdi. Destan, ormanda ilerlerken bir tavşan gördü. Tavşan, oldukça hızlıydı. Destan, tavşanı takip etmeye karar verdi ve tavşan onu başka bir maceraya götürdü. Bu sefer, su altına dalış yapacaklardı. İnanılmaz renkli balıklar, mercan resifleri ve su altının büyülü güzellikleri Destanı büyüledi.
Sonra Destan, gökyüzünde uçan bir ejderha gördü. Ejderha, yapayalnızdı ve arkadaş arıyordu. Destanın içindeki kahramanlık ateşi alevlendi ve ona yardım etme fikri doğdu. Ejderhayı yanına alarak, birlikte uçmaya başladılar. Birlikte, harika bir ejderha sürüsü buldular ve onlarla müthiş bir hava gösterisi yaptılar. Destan ve ejderha, güneşin batışını izlemek için bir dağa gittiler. Orada, gökyüzü o kadar güzeldi ki, Destanı büyüsüne kapılmış hissettirdi. Yıldızlar parlıyordu ve Ay, onlara dostça bir gülümseme gönderiyordu.
Destan, masal dünyasında harika maceralar yaşamıştı, ancak artık ona geri dönme zamanı gelmişti. Yavaşça uyumaya başladı ve rüyalarında tüm bu güzel anıları tekrar yaşadı. Sabah uyandığında, Destan hala masal dünyasına gidebilmek için heyecanlıydı. Ancak gerçek dünyada da tasarladığı oyunlarına devam etmek için yeni fikirler üretmeye karar verdi.
O günden itibaren, Destan gerçek dünyada da maceralara atıldı. Hayal gücünün sınırlarını zorlayarak harika oyunlar yapmaya devam etti. İnsanlar, onun yaratıcılığını ve yeteneğini büyük bir hayranlıkla izlemeye başladılar. Ve böylece, Destan bir oyuncak ya da kitapla doldurulmuş bir odaya dönse bile, oyunlarının gerçek olduğunu ve düşlerin gerçeğe dönüşebileceğini biliyordu. Artık her gece uyurken, masal dünyasına gitmenin ve yeni maceralar yaşamanın hayalini kuruyordu. Ve kim bilir, belki bir gün gerçekleşen masalları tasarlamak için gerçek dünyada çalışacaktı.